16 Mayıs 2008 Cuma
13 Kasım 2007 Salı
21 Ağustos 2007 Salı
SÜZME ÇİÇEK BALIN ANALİZİ
Parametre süzme çicek balı TSE ye göre normal değerler
pH 5.1 5.0-6.0
Nem %18.5 Maksimum 20-21
HMF(mg/Kg) 34 Maksimum 40 (mg/kg)
% Sakkaroz 2,3 Maksimum 5.0
% İnvert Şeker71 Minumun: 60
Diastaz aktivitesi14 Minimum 8.0
Toplam fenolik madde miktarı
(Antioksidan ajan) Gallic acid cinsinden 102.25mg/100 g bal
YORUM: 2006 yılında Erzurum yaylalarında üretilen bal nümunesi TSE standartlarına göre uygun bal olduğu ve içerdiği polifenolik ajanlar itibariyle de zengin antioksidan kapasiteye sahip olduğu tesbit edildi.
pH 5.1 5.0-6.0
Nem %18.5 Maksimum 20-21
HMF(mg/Kg) 34 Maksimum 40 (mg/kg)
% Sakkaroz 2,3 Maksimum 5.0
% İnvert Şeker71 Minumun: 60
Diastaz aktivitesi14 Minimum 8.0
Toplam fenolik madde miktarı
(Antioksidan ajan) Gallic acid cinsinden 102.25mg/100 g bal
YORUM: 2006 yılında Erzurum yaylalarında üretilen bal nümunesi TSE standartlarına göre uygun bal olduğu ve içerdiği polifenolik ajanlar itibariyle de zengin antioksidan kapasiteye sahip olduğu tesbit edildi.
14 Mayıs 2007 Pazartesi
Arılar neden altıgen petek yapar?
Bilindiği gibi balarıları ihtiyaçlarından kat kat fazla bal üretirler ve bunları peteklerde saklarlar. Peteğin altıgen oluşu da herkes tarafından bilinen bir özelliktir. Peki arıların neden sekizgen, veya beşgen gibi geometrik şekillerde petekler değil de özellikle altıgen petekler inşa ettiğini hiç düşündünüz mü?
Bu sorunun cevabını araştıran matematikçiler ilginç bir sonuca vardılar: "Bir alanın maksimum kullanımı için en uygun geometrik şekil altıgendir." Altıgen hücre, en çok miktarda bal depolarken, inşası için en az balmumu gerektiren şekildir. Yani arı, olabilecek en uygun şekli kullanmaktadır.
Peteğin inşasında kullanılan yöntem ise çok şaşırtıcıdır: Arılar petek inşaatına iki-üç ayrı yerden başlarlar ve aynı anda iki-üç dizi şeklinde peteği örerler. Yani çok sayıda arı, değişik yerlerden başlayarak, aynı ölçülerde altıgenler yapıp, bunları birbirine ekleyerek peteği örer ve en sonunda ortada buluşurlar. Altıgenlerin birleşme yerleri o kadar ustaca yapılmıştır ki görünürde sonradan eklendiklerine dair hiçbir iz yoktur.
Elbette arıların yaptıkları bu olağanüstü iş karşısında, bu canlıları yönlendiren üstün bir iradenin varlığını kabul etmemiz gerekir. Evrimciler bunu "içgüdü" kavramıyla geçiştirmeye ve arının kendisine ait bir özellik gibi göstermeye çalışırlar. Oysa eğer bir "güdü" varsa, bu tüm arılara hakimse ve birbirinden habersiz arıların uyum içinde çalışmalarını sağlıyorsa, bu durumda tüm bu küçük canlılara hakim olan üstün bir Akıl var demektir.
Daha açık bir ifadeyle, bu küçük canlıları yaratmış olan Allah, onlara yapmaları gereken işi "ilham" etmektedir. Bu gerçek, 14 asır önce Kuran'da insanlara şöyle bildirilmiştir:
Rabbin bal arısına vahyetti: Dağlarda, ağaçlarda ve onların kurdukları çardaklarda kendine evler edin. Sonra meyvelerin tümünden ye, böylece Rabbinin sana kolaylaştırdığı yollarda yürü-uçuver. Onların karınlarından türlü renklerde şerbetler çıkar, onda insanlar için bir şifa vardır. Şüphesiz düşünen bir topluluk için gerçekten bunda bir ayet vardır. (Nahl Suresi, 68-69)
Bu sorunun cevabını araştıran matematikçiler ilginç bir sonuca vardılar: "Bir alanın maksimum kullanımı için en uygun geometrik şekil altıgendir." Altıgen hücre, en çok miktarda bal depolarken, inşası için en az balmumu gerektiren şekildir. Yani arı, olabilecek en uygun şekli kullanmaktadır.
Peteğin inşasında kullanılan yöntem ise çok şaşırtıcıdır: Arılar petek inşaatına iki-üç ayrı yerden başlarlar ve aynı anda iki-üç dizi şeklinde peteği örerler. Yani çok sayıda arı, değişik yerlerden başlayarak, aynı ölçülerde altıgenler yapıp, bunları birbirine ekleyerek peteği örer ve en sonunda ortada buluşurlar. Altıgenlerin birleşme yerleri o kadar ustaca yapılmıştır ki görünürde sonradan eklendiklerine dair hiçbir iz yoktur.
Elbette arıların yaptıkları bu olağanüstü iş karşısında, bu canlıları yönlendiren üstün bir iradenin varlığını kabul etmemiz gerekir. Evrimciler bunu "içgüdü" kavramıyla geçiştirmeye ve arının kendisine ait bir özellik gibi göstermeye çalışırlar. Oysa eğer bir "güdü" varsa, bu tüm arılara hakimse ve birbirinden habersiz arıların uyum içinde çalışmalarını sağlıyorsa, bu durumda tüm bu küçük canlılara hakim olan üstün bir Akıl var demektir.
Daha açık bir ifadeyle, bu küçük canlıları yaratmış olan Allah, onlara yapmaları gereken işi "ilham" etmektedir. Bu gerçek, 14 asır önce Kuran'da insanlara şöyle bildirilmiştir:
Rabbin bal arısına vahyetti: Dağlarda, ağaçlarda ve onların kurdukları çardaklarda kendine evler edin. Sonra meyvelerin tümünden ye, böylece Rabbinin sana kolaylaştırdığı yollarda yürü-uçuver. Onların karınlarından türlü renklerde şerbetler çıkar, onda insanlar için bir şifa vardır. Şüphesiz düşünen bir topluluk için gerçekten bunda bir ayet vardır. (Nahl Suresi, 68-69)
Balın yapısı
12 Mayıs 2007 Cumartesi
Çam ağaçlarında yaşayan bir kısım canlıların, yani basra'nın (örneğin çam pamuklu koşnili) salgıladıkları bal şebnemi (bal çiçeği= basura) denen tatlı maddeler, balarıları tarafından toplanarak değişikliğe uğratılır. Çam balının oluşumu iki aşamada gerçekleşir:1. Aşama -Önce, basra denilen canlı, onbinlercesi biraraya gelerek topraktan ağacın gövdesine tırmanır ve orada yaşamaya başlar. Bu sırada ağaçların cephelerinde beyaz pamuk benzeri tomarlar meydana getirirler. Bu, insan gözüyle kolayca görünür. Yaz aylarına, Ağustos' a doğru basra canlısı çam ağacının özünden elde ettiği ettiği beyaz ve renksiz bir salgı oluşturur. Bu salgı ağacın gövdesinde ince bir ip gibi sallanır. 2. Aşama: Kovana bal taşıyacak arılar çam ormanlarında dolaşır ve yukarıda bahsedilen, çam ağaçlarının gövdesindeki çam özlü salgıyı alırlar. Arılar, bünyesindeki salgılarla bu ham haldeki çam balını işleyip kovana taşır. Peteklerdeki gözlere işçi arılar tarafından yerleştirilir. Dünyadaki çam balı üretimin %90'ı Türkiye'de yapılmaktadır. Kalitesi, aroması ve içerdiği zengin besin maddeleriyle Türk Çam Balına yurt dışından büyük bir talep vardır.Çam balının en önemli özelliği kıvamı bozulmadan veya donmadan yıllarca saklanabilmesidir. Bu nedenle pazarlaması da kolaydır. Rengi çiçek ballarının ekseriyetinden daha koyudur. Besin değeri biraz daha düşük olmakla birlikte, özellikle boğaz rahatsızlıklarına çok iyi gelir. Çam balı, kristalizasyona dayanıklılığı ve önleyici özelliği ile, tıpta ve gıda sektöründe çeşitli ürünlerde (örneğin dondurmalarda) bir doğal katkı maddesi olarak geniş bir kullanım alanına, ve önemli ihracat potansiyeline sahip bir üründür. Ülkemizin akciğeri sayılan zengin orman bölgelerinin doğal ürünüdür.Çam balı diğer balların aksine çiçeklerden toplanan nektarlardan değil, arıların çam ağaçları üzerinde oluşan reçineleri işleyerek elde ettikleri salgı balı türüdür. Öncelikle Ege ve Akdeniz bölgelerinde üretilir. İlkbahar - sonbahar aralıklarında işlenir. Koyu bulanık kahverengi renkte, keskin bir tadı ve çam ağacına özgü rayihası vardır. Çam balının solunum yollarına, sindirim sistemine olan olumlu etki ve faydaları tıpta kabul görmüştür. Her sabah bir bardak ılık su ile karıştırılarak aç karnına içildiğinde, kilo verdirme özelliğine sahiptir.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)